24 Temmuz 2012 Salı

İroni

Beynine yerleşsin diye sözü kafasına attım, kalbi kırılmış...


Necip Abdurrahmanoğlu

131.damla



Felsefe yapmak ile aklını kullanmak aynı şeyler değildir; felsefe aklı siper alarak akılsızca fikirler ortaya atmaktır.


Necip Abdurrahmanoğlu




22 Temmuz 2012 Pazar

130.damla

Ben seni hiç aramadım,
Çünkü baktığım her yerde sen vardın.


Necip Abdurrahmanoğlu

129.damla


Elmaların Akıbeti

Elmalar kızıl kızıldı,
  Dalında duruyordu.
Elmalar bir başka güzeldi,
Hep gülümsüyordu.

Bir gün bir çocuk yanaştı annesiyle,
O, taşla indirdi elmaları,
Annesi elleriyle;
Elmalar soluk kızıldı,
Gök ise mavi...


22.07.2012

İnegöl


Necip Abdurrahmanoğlu


20 Temmuz 2012 Cuma

128.damla


Sahi, çocuklar büyüdükçe insanlıkları küçülür mü?



Necip Abdurrahmanoğlu


.

13 Temmuz 2012 Cuma

5 Temmuz 2012 Perşembe

126.damla

Sensizim

Yorgunum,
Bitkinim,
Çaresizim;
Evimden,
Şehrimden habersizim,
Yersiz,
Yurtsuz 
Ve sensizim...

20.05.2009
Tiflis

Necip Abdurrahmanoğlu

125.damla

Şaire sunulmuş en büyük lütuftur yalnızlık ve karanlık.

Necip Abdurrahmanoğlu

4 Temmuz 2012 Çarşamba

124.damla

Sular ne kadar akarsa aksın
Zaman ne kadar geçerse geçsin
Ve ellerin ne kadar büyürse büyüsün,
Sen hala o ilk zamanlardaki büyüsün

3 Temmuz 2012 Salı

123.damla

Ne mutlu insanım ve insanlığımın gereklerini yerine getirebilenlerdenim diyene...



Necip Abdurrahmanoğlu

2 Temmuz 2012 Pazartesi

122.damla



Bir adam en tavizsiz kanunlarla korunuyorsa bilin ki yediği haltlar boyunu aşmıştır...




Necip Abdurrahmanoğlu

29 Haziran 2012 Cuma

121.damla


   Gözlerin

   Yıldızlara bakarak düşünüyorum gözlerini,
   Sıcaklığı var onların yüreğime dokunan;
   Yağmur öncesi birer şimşek gibi çakıp gittiler,
   Yıldız gibi kayıp payıma düşmedi onlar.

   Onlar ki anayurduydu bütün düşlerimin,
   Zozan kokulu ılık bir rüzgar gibiydi her biri,
   Ceylan gibi seke seke dünyama girdiler,
   Sonunda mayınlı bir tarladan geçip gittiler.

   Anladım aşk acısına denk düşmezmiş jilet kesiği,
   Dünyada insanı en çok da vatansızlık üşütürmüş,
   Göğün mavisine tutunmakla yağmur yağmazmış aslında
   Ve aslında hiçbir uçurtma bâki kalmazmış sevdalısına.

    30.06.2012 İnegöl

   Necip Abdurrahmanoğlu


28 Haziran 2012 Perşembe

120.damla



Kim bilir kimin hangi duasına bağlı, hâlâ helâk olmayışımızın bir Allah biliyor olan sırrı...




Necip Abdurrahmanoğlu

119.damla




Şapşal

Ah şapşal, nedir sendeki bu hal?
Bir söze kanıp sükûnette  altın aranmaz,
Konuşacak yerse konuşacaksın önce;
Sükûnetle çoğu zaman çare bulunmaz.

Bilemezsin, sobelediğim her çocuk,
Beslediğim her güvercin kurşuna kurban gitti,
Ah şapşal, uyan artık!
Barış terk-i diyar için atına binip gitti...


28.06.2012
İnegöl
Necip Abdurrahmanoğlu

26 Haziran 2012 Salı

118.damla

Kanı sudan ucuz hale getirmek isteyen bir zihniyet olduğu müddetçe barış bu ülkeye bin yıl daha gelmez...




Necip Abdurrahmanoğlu

25 Haziran 2012 Pazartesi

117.damla

Ahlak ve fazilete dayanmayan bir medeniyet binilen atı bataklığa sürmek kadar tehlikelidir...



Necip Abdurrahmanoğlu

24 Haziran 2012 Pazar

116.damla





Vuslata Kanma

Uzaklardan kokusunu alıyorum yarimin,
İstanbul kıs kıs gülüyor gözlerime,
Bulaşırken yosun kokusu yalnızlığıma
Sevmek diyorum,
Sevmek, darağacına tırmanırcasına.

Gözlerim vakitsiz bulut kervanı,
Kalbimde bir zulüm,
Bir ölüm demlenir;
Alnımdan ter gibi ömrüm akarken
Aldırma diyorum yalnızlığıma.

Ey gönlüm yalnızlık kaderin senin
Çileyle yoğrulmuş ömrü sevenin
Bu dünya, bu düzen böyle kurulmuş,
Vuslata kanıp da boşa aldanma.

24.06.2012
İstnabul

Necip Abdurrahmanoğlu

18 Haziran 2012 Pazartesi

115.damla

Delirmek Üzereyim

Küçülmüş bu alemde her kavram,
Her insan, insanlık; her şey, her varlık;
Biz Van Gölü'ne  bile yakıştırmaya utanırken
Bu şehirde her kızın ismi deniz.

İsyanımın çıbanları batıyor inleyen yüreğime,
Karpuz sergisine çıkmış gibi göğüsler ve basenler,
Nenemin el çatlaklarına kurban olayım,
Söyleyin, biz eşref-i mahlukat mıyız?

14.06.2012
İnegöl

Necip Abdurrahmanoğlu

29 Mayıs 2012 Salı

114.damla




Nedamet Mısraları

Hüznüm isyan isyan dökülür kirpiklerimden,
Mecburi bir istikametin yolcusudur yüreğim,
Kıssadan hisse bir hayat sürüyorum kendimce;
Sırat kadar kalın, verem kadar ince...

Günahkâr aborjinler gibi zebanilere kaptırdım gözlerini,
Hiçbir kız emziremez genç göğüsleriyle ölü düşlerimi,
Küflü pişmanlıklar biriktiriyorum yorgun bakışlarımla,
Dudaklarının kıyısında ölümün tam ortasındayım.

Batık bir geminin hüznünü andırır puslu gözlerim,
Kırık dallarda kurumuş  yeşil ayvadır ellerim,
Hipnozi bir yıldızın suskusuna gömüldüm, dinle!
Acı sevgilim, gel sil pişmanlıklarımı mendilinle.

Ah sevgilim!  Tozlu dualarımın nazlı boncuğu,
Boğazıma kılçık gibi gömülen sisli kelime,
Cızlavut lastikli öksüz bir çocuk gibi
Sımsıkı sarıldım acı ve ıstırabın memelerine.

17.06.2012
İnegöl

Necip Abdurrahmanoğlu

28 Mayıs 2012 Pazartesi

113.damla



Öğrenciyim,
ders çalışıyorum;
mezun olmak istiyorum,
annemi özlüyorum,
cenneti istiyorum,
bir kızı seviyorum...
aman Allahım!
ne zor bir durum..

Necip Abdurrahmanoğlu

27 Mayıs 2012 Pazar

112.damla



Ne zaman ki boynum kılıçtan korkar hale gelir, işte o zaman bilin ki içimdeki şair ruh çoktan ölüdür...

Necip Abdurrahmanoğlu


.

111.damla




Gerçek şair, uyumadığından ve uyutulamadığından rüya tabirlerine ihtiyaç duymaz...

Necip Abdurrahmanoğlu


.

110.damla



"Filistin'de çocuk olmak..." olamıyorum kardeşim; ne ellerim küçük, ne de yüreğim o kadar büyük...

Necip Abdurrahmanoğlu

109.damla


Ihlamur Kokulu Yarim

Oyy sevgilim,
Senin ıhlamur kokun,
Yıldız gözlerin,
Gamzelerin,
Elma yanakların vardır...


Namertler,
Zorbalar,
Kurtlar,
Çakallar kıskanırlar,
  Çalmaya kalkarlar senbenden…


Gel sevgilim,
Kaçalım,
Gidelim buralardan
Bir çakalın namlusuna
Ferman düşürme beni.

Gel sevgilim,
Ciğeri kocaman bir sevda tutuşturalım
Kaderi kanlı sevdalara!


El etek çekelim
Yalandan,
Dolandan,
Sözü her dem satılık
Beş paralık insanlardan.

Bir gece vakti kaçalım,
Gidelim buralardan;
Çıkalım dağlar başına,
Gün doğmadan,
Laf olmadan,
Ovanın hayınları,
Fesatları,
Kan emicileri uyanmadan.

Gel sevgilim,
Dağlar başı bize göredir;
Oranın sakinleri kuşlar,
Böcekler,
Kömür gözlü ceylanlar,
Güller,
Sümbüller,
Avcı görmemiş kekliklerdir.


Hem dağların doğasında kaypaklık yoktur,
Oranın havası,
Suyu,
Sevgisi serttir;
Hayvanı hayvan da olsa merttir.

Gel sevgilim,
Ovanın ahtapotlarına inat
Ekmeğe sarılır gibi sarılacağız,
Dağlar başında gülendam kızlar,
En hasından yiğitler doğuracağız…


Yeter ki
Saçından,
Gözünden,
Güzelliğinden,
Ihlamur kokulu teninden
Bir tutam düşür toprağa.

Korkma,
Ektiğin tohumu bırakmam garip;
Ona Munzur’dan direnç,
Karadeniz’den yağmur,
Alamut’tan güneş,
Van Gölü’nden efsun,
Fırat’tan yiğitlik,
Menderes’ten cilve,
İstanbul'dan dünyayı getireceğim. 

Necip Abdurrahmanoğlu

108.damla



O gemi bir daha gelmeyecekse benim umutlarım neden hala büyüyor...

Necip Abdurrahmanoğlu




.

26 Mayıs 2012 Cumartesi

107.damla







Yazdıklarından dolayı öleceksin dedi, bir gün zaten öleceğimizi unutmuştu; fark ettim, sustum...


Necip Abdurrahmanoğlu




.

106.damla

Dev Bir Coğrafyayım Ben

Bir kolum Dicle,
Bir kolum Fırat,
Bedenim Mezopotamya
Ve kafam Anadoludur benim;
Onları bensiz,
Beni onlarsız asla düşünemezsiniz!
30.03.2010/İnegöl
Necip Abdurrahmanoğlu



105.damla

Sitem
Ben yürekten sevmiştim,
Allah'ım buna şahit;
Sevgim hiç azalmadı,
Yüreğim sana ait...

Necip Abdurrahmanoğlu



25 Mayıs 2012 Cuma

104.damla





Bir insanın yapabileceği en büyük şey kendini tanımak, en güzel şey ise haddini bilmektir.



Necip Abdurrahmanoğlu


103.damla


Çaresiz Bir Coğrafyanın Şiiri

Utanırım,
 
Ağlayamam,
 
Erkekliğim
 kudurur yanı başımda, 
Ele güne karşı dik
 durmak eğilimindeyim, 
Kırılır boynum,
 
Düşer alnım,
 
Çatlar dinamit kuyusu kalbim,
 
Susarım,
 
Kızarım,
 
Ölürüm ama
 
Ağlayamam...
 

Şairlere ilham olur kanım,
 
Süt annemi asit kuyularında ararım,
 
Oy bıra dilim kesik,
 
Bedenim üryan,
 
Damarımda ceyran dolaşır...
 


2011 Tbilisi
 
Necip Abdurrahmanoğlu