11 Ocak 2017 Çarşamba

205.damla



"Olursa iyi olur"la "Olmazsa olmaz"ı birbirine karıştırdığımız için ömrümüzü mutsuz ve hayal kırıklığına düşmüş vaziyette geçiriyoruz.

Oysa mutluluğu bir bütün olarak midemize indirmek yerine lokma lokma yemeyi kabullenseydik bugün hepimiz cizlavit bir ayakkabıya kavuşan köylü bir çocuk kadar şendik.

Necip Abdurrahmanoğlu

204. damla

Yarın sabah kapıdan dışarı çıkar çıkmaz bir bomba patlatacağım!
Bomba dediğime bakmayın, bahsettiğim şey kahkaha... Ama aslına bakarsanız gerçekten de bomba... Böylesi bir dönemde kahkahaya meyledecek kadar sıra dışı olmak bomba değil de ne?
Hem siz de benim deliliğime eşlik edip birer bomba patlatın. Ardından da ülkenin tadını kaçıranlara inat dışarı çıkıp, soğuk havanın, kaygan yolların ve daha da önemlisi "ülkenin tadını" çıkarın. İnsanları ötekileştirmek ve hedef göstermek yerine onları sevme içgüdüsü ile yürüyün. Çok daha güçlü ve kararlı olduğunuzu göreceksiniz. Bu memleket hala güllük gülistanlık, güneş hala ağustos sıcaklığını üzerimizden çekmemiş diyeceksiniz. Ve göreceksiniz; bu memlekette iyilerin kötülerden çok daha kalabalık olduğunu göreceksiniz.
- Kavga mı? İlkokulda da yapıyorduk. Hatta en çok da lisede yaptık.
- İç çekişme ve kutuplaşma mı? Bu coğrafyada hiç bitmedi ki!
- Siyasi çalkantı mı? 80'lerde kralını gördük.
- Ekonomik kriz mi? İnşaatçı Abdurrahman'ın oğlu Necip zaten yokluk içinde doğmadı mı? Hem zaten doğarken ağlamadı mı insan?

Yahu biz nelerini gördük, nelerini yaşadık. Unut bütün bunları. Bugün delilik sırası. Bir besmele çek ve kendine gel! Hatta sabahla yetinme akşam da dışarı çık. Yanına eşini ve çocuklarını ve sevdiklerini de al. Parkta kar topu oyna, çekirdek çitlet, sinemaya git, tiyatro duvarlarında kahkahalarını çınlat, bulunduğun yerin en ünlü caddesinde elma şekeri yala, kumpir ye, gülücükler savur, eşini elinden tut, çocuklarınla çocuk ol, utanma sek sek oyna, ip atla, ama somurtma, karamsar olma, duadan vazgeçme.