23 Nisan 2012 Pazartesi

68.damla


ÇARMIH

Bir dilin bohçasında saklanırken
En keskin acıyla kavrulmuş kelimeler,
Tatlı hayalleriyle serfiraz olurdu
Saray hülyalarıyla meşk olan cariyeler.
Ve İsa çırpınırken kurulu çarmıhtan
Bir güvercin misali göğe doğru,
Ancak giydirmek yakışırdı göğe
En korkunç karanlıkları!

O an moruk bir karıncanın
Kanadınca çarparken yorgun yürekler,
Uyuklardı en derin uykusunda
En korkunç iskeletler.

Susturulmuştu şairler
Ve öldürülmüştü
Zihinlerdeki en can alıcı kahraman,
Meydanları ele geçirmişti
Heveslisi kudurmanın
En vahşi köpekler.

Nihayetinde çınlarken
Acı çığlıklarla
Göğün yüzü kızarmamış derinlikleri,
Beyhudeydi ruh bulması
En içten duyguların en can yakıcı közleri.

Ve kalmışken saf ruhlu meleklere
Gökten yere lanetleri yağdırmak,
Faydasızdı soluğu kesilmiş bir gün batımına
Pişmanlıkla haykırmak.

Oysa yaşatmamalıydı
Hz. İsa’ya o lanet olası anı,
Ayaklandırmak gerekti
En ücra köşesiyle
Önceden cihanı.

2007 Tbilisi

Necip Abdurrahmanoğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder